Oğuz Büktel
Dijital SLR fotoğraf makinaları bir hızla yeni modeller piyasaya sürerken, gelişen cep telefonu kameralarına ve aynasız fotoğraf makinalarına pazar kaybediyorlar. Aynasız pazara daha geç ama çok güçlü giren Nikon’un ise sonraki süreçte ağırlığını DSLR piyasasından aynasıza mı kaydıracağı tartışılırken, son altı yılın piyasada belki de en iyi tam çerçeve (full frame) makinalarından fiyat/performans şampiyonu D750’yi aynasız makinalarından aldığı ve son 5 yılda geliştirdiği diğer teknolojilerle donatılmış D780 ile yenilemesi bu pazarda da kalıcı ve güçlü bir şekilde varlığını sürdüreceğinin bir işareti oldu.
D780, halefinden devraldığı yüksek dinamik aralığı ve güçlü ISO performansının üzerine koyarak ve yanına eklediği 4K video, hibrid netleme sistemi gibi özelliklerle parlayan bir yıldız olarak Ocak 2020’de anons edildi ve Şubat’ın son haftasında makinayı test etme imkanı bulabildim.
Özellikle uzun pozlama ve yıldız fotoğraflamayı da seven bir fotoğraf tutkunu olarak dikkatimi çeken ilk özellikler, baz (native) ISO’nun 2 stop artması (12800’den 51200’e), gövdeden ayarlanan ve 15 dakikaya kadar çıkabilen enstantane süresi, dokunmatik ekran ve Bluetooth oldu. Öte yandan, Nikon’un aynasızlarından aldığı hibrid netleme sistemi ve göz takibi, artık makinanın kendi tepe flaşının olmaması önemli diğer noktalardı.
Yaklaşık olarak bir hafta kullandığım, iki kez uzun pozlamaya çıkabildiğim D780’le ilgili gözlemlerimi şöyle sıralayabilirim:
- ISO Performansı: D780’in önceki modeline göre iki stop artan baz (native) ISO değerleri ile yaptığım çekimler, D750’deki yüksek ISO’da çekilen fotoğraflardaki ‘noise’ performansının, D780 ile iki kademe üstte rahatlıkla alabilecek gibi gözüküyor. Bu ne demek, ISO 6400 ile memnun kaldığınız bir çekimin benzerini ISO 25600 ile çekebiliyor olmanız demek, diğer bir deyişle aynı sürede 4 kat fazla ışık alabilmek ya da 2.8 diyaframlı bir lensinizi 1.4 diyaframlı bir lensle değiştirmişsiniz demek, fotoğrafçılar için bunun ne anlama geldiğini anlatmaya gerek yok. D780 bunu yeni nesil ve yeni aynasız full frame makinası olan Z6’da da kullandığı sensörle yapabiliyor.
- Sensör ve Çözünürlük: Her ne kadar megapiksel takıntılı bazı fotoğrafçılarda, d750’nin 24 megapixel olan sensöründen sonra çözünürlüğün çok önemsiz bir artış yaşamış olması biraz hayal kırıklığı yaratmış da olsa, markaların en üst düzey makinalarında da piksel boyutunun küçülmemesinin, hem dinamik aralığın yüksek kalması, hem de ISO performansının bu denli güçlü kalabilmesinin temel nedeni olması, bende de bu tercihin doğru olduğu görüşünü destekliyor. Yepyeni CMOS sensör, hem arkadan aydınlatmalı (back illuminated), hem de ikili kazanım (dual gain: yüksek ISO performanslarında dinamik aralığın azalmasının önüne geçen bir teknoloji) teknolojisiyle, bahsedilen güçlü ISO performansları ve dinamik aralığa ulaşmamızı sağlıyor.
AF (Otomatik Netleme): D780’de Sensör üzerinde bulunan faz algılamalı otomatik netleme sistemiyle, DSLR makinalarda ulaşılması zor bir odaklama performansı elde edebiliyorsunuz. Uzun pozlama yaparken, özellikle mavi saat sonrası karanlık bir saatte açtığım canlı görüntü (live view) modunda ulaştığım odaklama performansının, aynasızlara mesafeli duran bir DSLR kullanıcısı olarak beni oldukça tatmin ettiğini söyleyebilirim. Nitekim makinanın tanıtımında bahsedildiği gibi hibrid netleme sistemi hem aynasız Z6’nın hızını ve diğer üstün özelliklerini (273 noktalı odaklama, göz ve yüze odaklanma, netleme noktası takip) almış, hem de vizör kullanırken 51 noktalı netleme sistemini korumuş gözükürken, bunun ötesinde Nikon’un ‘Amiral Gemisi’ makinası olan D5’ten ise (D6 çok yakında çıkıyor) daha yüksek çözünürlüklü ışık ölçüm sistemini ve odaklama algoritmalarını aldığını öğreniyoruz. Bu da vizörden netleme performansının da daha iyi olduğu anlamına geliyor. Ancak kişisel izlenimim, hibrid sistemin özellikle aynasızdan alınan özelliklerinin çok ön plana çıktığı ve kullanışlı olduğu yönünde, tabii bunun olumsuz yanı, uzun süreli canlı görüntü kullanımının pil performansına etkisi olabilir.
- Dokunmatik Ekran: Çözünürlüğü iki katına çıkan ve yeni nesil DSLR’da ve aynasızlarda kullanılanlara benzer dokunmatik ekran, makina menüsüne çok aşina fotoğrafçılar için en başta çok da önemli olmayan bir gelişme gibi gözükse de, özellikle canlı görüntüde (live view) dokunarak netleme lüksü, hatta dokunarak netleme ve fotoğraf çekme imkanına kısa sürede alıştım. Bunların yanı sıra ‘i’ tuşunda ekranda çıkan ve kişiselleştirilebilen menülerle en çok kullanılan özelliklerin dokunarak ya da 1-2 tuşla ayarlanabilmesi çok büyük bir rahatlık, D5xxx serisinin yeni modellerinde bulunan bir özelliğin bu makinaya da gelmiş olması çok önemli bir ilerleme gibi gözükmese bile, kullanıcı kolaylığı açısından çok keyifli.
Seri Çekim: D780 saniyede 6.5 yerine 7 kare çekebiliyor, marjinal bir iyileşme, ancak canlı görüntüde, aynayı katlamadığı için hız saniyede 12 kareye çıkabiliyor. Vizörden bakarak yaptığım seri çekim denemesinde, UHS II kartla RAW dosya çekerken 24, jpeg dosya çekerken ise 39 tane ard arda çekim yapabildi. Canlı görüntü modunda ise çekim sayıları RAW dosya formatında yine 24, jpeg dosyada ise bu kez 80 oldu
- EXPEED 6 İşlemci: Test esnasında deneme ve yorum yapma şansına sahip olmadığım bir konu ise D780’de kullanılan ve Z6 ve Z7 modellerindeki ile aynı ve en gelişmiş işlemci olan EXPEED6. D780 bu işlemciyle, hem hız, hem de verimli pil kullanımı sağlarken; eşzamanlı olarak düşük ışık ISO performansına ulaşırken, belki de yeni nesil makinaların hepsinde önemli bir unsur olarak ön plana çıkan 4K video performansının daha net ve keskin olmasını da sağlıyor.
- Enstantane Hızları, Interval Timer ve Time Lapse: D780’de en hızlı enstantane 1/8000 saniyeye çıkmış, çok kullanılan bir özellik olmasa da önemli, ancak asıl önemli gelişme, uzun pozlamacılar için kablo deklanşörleri ve uzaktan kumandaları neredeyse gereksiz hale getirecek olan 900 saniyeye (15 dakika) kadar çıkabilen enstantane süreleri. D750, D850 ve diğer eski modellerin hepsinde bu süre 30 saniyeye kadar sınırlı idi, bunun üzerindeki hızlar için ya bulb modu ve süresi ayarlanabilen bir deklanşör kablosu (bir kronometre-süresiz deklanşör kablosu), ya da time modu ve bir uzaktan kumanda (ve bir kronometre) gerekiyordu. Artık fotoğrafçılar bu kablo ve kumandalarla uğraşmadan uzun pozlama yapabilecekler 15 dakika süreye kadar, uzatılmış perde hızları modunu açarak. Öte yandan D750 ve başka gelişmiş modellerde mevcut olan interval timer ve time lapse modları korunmuş, ama timerla çekilen seri fotoğrafların, makina içerisinde bir time lapse video’ya da dönüştürülmesi sağlanmış, bu da post process esnasında yapılabilen ama makinada hazır olarak çıkması önemli bir ekstra özellik olmuş.
- Kart Yuvası: Çift SD kart yuvası korunmuş, farklı şekillerde kullanılmaya devam ediyor, özellikle 4K video çekimine fayda sağlayacak UHS I yerine UHS II standart gelmiş ve karta yazım süreci hızlanmış.
- Pil Performansı: D780 yeni versiyon bir pil kullanıyor: EN-EL15b. D750’de kullanılan pillerle de çalışabilse de, yeni pille çekim sayısı 2260 çekime yükselmiş, neredeyse 1000 adet artmış. Elbette canlı görüntü kullanımı, dokunmatik, Bluetooth gibi özellikle bu sayıyı azaltabilecek olsa da, bu çekim sayısı müthiş. Yeni gelişmelerle yaklaşık 350-400 çekime çıkan aynasız makinalarının performansının neredeyse 5-6 katı, hatırlatmaya gerek olmasa da, uzun pozlamacıların olmazsa olmaz dediği bir özellik.
- Bluetooth: Beni en çok heyecanlandıran özelliklerinden biriydi. Hali hazırda kullandığım D750 ve D7200’ün wi-fi performansından son derece memnun olsam da, bluetooth’un sürekli açık olabilmesi ve çekilen fotoğrafların anında telefona aktarılması, telefondaki konumdan makinadaki dosyaların EXIF’ine GPS konum bilgisinin aktarılarak geo-tag yaratılması, özellikle bir gezi fotoğrafçısı olarak işimi çok kolaylaştıracaktı. Ancak bluetooth’un pil performansını beklediğimden çok etkilemesi, telefona bağlanma ara yüzünün wi-fi’ya kıyasla daha zor olması gibi nedenlerle test süresince çok verimli kullanamadım, bu nedenle ilk heyecanımı kısmen kaybettiğimi söyleyebilirim. Daha detaylı bir test yapma imkanı olursa bu konu üzerinde tekrar durmak isterim.
- Ergonomi: Makina yine bir tank gibi güçlü ve kuvvetli, ağırlığı 750 gramdan 840 grama çıkmış, tepe flaşı yok bu da su sızdırmazlık özelliklerini güçlendirmiş olmalı. Ergonomik olarak D750 ile hemen hemen aynı ve tutuşu çok rahat ve güvenli. Kendi D750’mi silikon koruyucu kılıf ile kullandığım için bu etkiyi sanki biraz daha fazla hissediyordum. Makina üzerinde yer alan tuşlarda arka kısımda canlı görüntü tuşu yeri değişmiş, AF-ON tuşu eklenmiş, üst gövdede ışık ölçüm modu düğmesi yerine ISO düğmesi konulmuş, arka tarafta yer alan ISO düğmesi ile yer değişmişler. Şahsen ben arka ayar tekerleğini ISO’ya ayarladığım ve yıllardır bu şekilde kullandığım içim ışık ölçüm modunun arkaya kaymış olmasına tam alışamadım, ama marjinal bir konu bu. Bence en önemli olabilecek bir yenilik ise atlanmış. Her ne kadar makinasını iyi öğrenen her fotoğrafçı gibi tüm tuşların yerini ezbere rahatlıkla kullanabilsek de, tuşların (backlit) içten ışıklandırması olması önemli bir özellik olurdu, bu fırsat kaçmış diye düşünüyorum.
- Uzun Pozlama Geri Sayım ve Buffer: D780’de uzun pozlama yaparken 900 saniyeye kadar çıkabilme özelliğinin yanı sıra, pozlama süresinde bir geri sayımın olması hoş bir yenilik olmuş. Ancak bu süreler arka LCD’de de görülebilse, ve sadece pozlama yapılırken değil, uzun pozlama kumlanma önleme çalışırken de geri sayım olarak gözükse çok pratik olurdu diye düşünüyorum, belki Nikon bunu bir yazılım güncellemesi ile ekleyebilir. Öte yandan, uzun pozlama kumlanma önleyici çalışırken, Nikon’un bazı rakiplerinde olan buffer modu (bu sürede yeni pozlamalar yapabilme) olsaydı, çok önemli bir gelişme olurdu diye düşünüyorum .
Nikon D780 16-35mm f4 ISO50, 120sn. f16 (Oğuz Büktel)
- 4K Video: Kişisel olarak çok kullanmasam da, D780’in en önemli özelliklerinden piri, tüm pikselleri kullanarak 4K (3840×2160) videoyu 30p (saniyede 30 kare) çekebilmesi. D750’de bu çözünürlük full HD idi (1920×1080). D780 aynı zamanda full HD modunda 120p hızında video çekebiliyor, bu da ağır çekim videoları çekebiliyor anlamına geliyor. Öte yandan göz ve yüz takibi ve hibrid netleme özelliği video çekerken çok önem kazanıyor.
- Elektronik Ön Perde Deklanşörü: D780’e, D810 ve D850’de olan elektronik ön perde deklanşörü eklemişler, bunun amacı mekanik (ön perde) deklanşöründen kaynaklanan titreşim etkisini yok etmek. Fotoğrafta keskinliğe önem veren ve özellikle yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını baskı yapmak isteyen fotoğrafçıların işine yarayacak bir özellik.
- Netleme Kaydırmalı Çekim (Focus shift): D850’de olan netleme kaydırma ek özellik olarak gelmiş, özellikle makro fotoğraf ya da manzara fotoğraflarında farklı kademeleri ayrı ayrı netleme yaparak sonra yazılımla birleştirme imkanı zaten vardı, ancak bu özellik bunu tamamen makinanın içerisinde arzu ettiğiniz kademede ve sayıda otomatik yapıyor.
- USB-C Girişi: USB-C bir kablo ile makine çalışırken şarj etme imkanı araç ve hatta çekim esnasında şarj etme imkanı sağlarken, şarj adaptörüne olan ihtiyacı da ortadan kaldırabiliyor.
Özet: Yukarıda bahsettiğim tüm özellikler ve yaklaşık 1 haftadan fazla test ettiğim D780 hakkında görüşüm son derece olumlu. Çok severek kullandığım D750’nin olumlu özelliklerini pekiştirip güçlendirerek ve yeni katılan özelliklerle imrenilecek bir DSLR üretmiş Nikon, üstelik de aynasız çağına çok hızlı bir giriş yapmasının hemen ardından. Z6, Z7 ve Z50 ile rekabeti kızıştırmışken, DSLR’ların da bitmeyeceğinin bir nevi kanıtı gibi çıkmış ortaya, diğer cephenin önemini küçümsemeden. Bu özelliklerle D780 bugün bu işi ciddi yapmak isteyen her fotoğrafçı için çok önemli bir seçenek, fiyat seviyesi nedeniyle D750’mi değiştirmeyi düşünmesem de, aklım bazı özelliklerde kalmadı değil. Mayıs sonrası samanyolu ve yıldız mevsimi başladığında astro fotoğraf alanında tekrar test etme imkanı bulursam bu düşüncem değişir mi, pek emin olamıyorum 😊
Bu yazı daha önce İFSAK Blog’da ve Fotoğraf Dergisi’nde yayınlanmıştır.