Büyük çoğunluğumuz tele objektiflerin, hele ki 500 mm gibi çok uzun odaklı olanlarının ağırlığından ve büyüklüğünden şikayet ederiz. Çantamıza sığdıramadığımızdan ve taşıma zorluklarından dolayı uzak dururuz. Sizler için incelediğimiz ve kullanıcıların merakla beklediği Nikon AF-S NIKKOR 500mm popüler inanışın aksine büyük ve ağır bir objektif değil. Diğer benzer rakiplerinin aksine boyutu ve ağırlığı büyük ölçüde azaltılmış. Böylesine büyük bir müdahaleye rağmen yüksek derecede keskin bir netliğe ve renk doygunluğuna sahip.
Optik tasarımı, nano kristal ve süper entegre kaplamaları sayesinde oluşabilecek iç parlama ve gölgelemeleri yok etmiş. Flor kaplaması sayesinde optik sistemi toza ve neme karşı yüksek koruyuculuk sağlamışlar. Netleme sırasında motoru da çok hızlı ve sessiz… Seri çekimlerde hızlı ve keskin netleme için ek olarak tasarıma elektromanyetik bir mekanizma eklenmiş. En büyük kolaylığı objektif üzerindeki Memory set butonu. Özellikle kuş fotoğrafçıları için bulunmaz nimet. Bu buton sabit bir konu üzerinde çalışırken netlik alanınızı belli bir mesafe içerisinde hafızasına kaydetmeye yarıyor. Örneğin, büyükçe bir kuş yuvasını çekmek istediğinizde otomatik netlemeyi bu buton sayesinde yuvanın önü ile arkası arasındaki birkaç cm’lik alan içerisinde çalışmasını sınırlayan komut olarak atamaya yarıyor.
4 aşamalı titreşim azaltma sayesinde düşük ışıklarda bile çok keskin fotoğraflar yakalamanız mümkün. Hızlı ve tempolu çekimler için de titreşim azaltma moduna Sport VR seçeneği de eklenmiş.
Standart teknik bilgilerine gelirsek:
– Optik 11 grup 19 eleman
– Maksimum diyafram f/5,6
– Minimum diyafram f/32
– Minimum netleme 3 m
– Filtre çapı 95 mm
– Uzunluk 23,7 cm, genişlik 10,6 cm
-Ağırlık 1460 gram
Nikon AF-S NIKKOR 500mm elime geçer geçmez ilk kareleri çekmek için çok heyecanlansam da kendimi İstanbul sokaklarına atmakta biraz zorlandım. Halen devam eden salgın tüm dünyada olduğu gibi İstanbul’da da ilk günleri kadar olmasa da büyük risk oluşturmaya devam ediyordu. Önlemlerimi almış olsam da kalabalık alanlardan uzak durmak için genelde vapur ya da bina ve köprü üstlerinden çekim yapmayı tercih ettim.
Çekimlerimde VR’nin performansını test etmek için düşük ışıkta bile sehpa kullanmadım. Objektifin ilk testini Nikon’un yeni kamerası D780 ile E5 üzerindeki Acıbadem Köprüsü’nden akşam gün batımı sırasında yaptım. Dolunay zamanı olduğu için Göztepe civarından ayın doğmasını bekledim, beklediğime de değdi. Sehpa kullanmadan sadece köprünün korkuluğunu destek olarak kullanmama rağmen dolunay fotoğrafları son derece keskin ve net çıktı.
Ertesi gün klasik rotam Eminönü, Karaköy civarlarına çıkmak için şehir hatları vapuruyla yolculuğum başladığında objektife ilk olarak denizin üstünde son sürat uçan karabataklar yakalandı. Karabatakların hızlarına rağmen fotoğraflamakta hiç zorluk çekmedim, objektifte karabataklar kadar seriydi.
Rüzgar biraz sert estiğinden zeytin burnu sahillerine vuran dalgalar benim için güzel görüntüler oluştururken kıyıdaki balıkçıları biraz zorluyordu. Onca mesafeye rağmen istediğim kadrajları alırken f/5,6 açıklığıyla arka netsizlik konuyu zeminden çok iyi ayırıyordu.
Karaköy’e vardığımda Perşembe Pazarı’ndaki çatı restoranlardan birine çıkıp, Galata Köprüsü’ndeki arabaları, havadaki martıları ve Haliç’i tembel tembel kahvemi yudumlayarak oturduğum yerden keyifle fotoğrafladım. 3 aylık Covid tecridinden sonra bu restoranda manzaraya karşı martı ve vapur sesleri arasında fotoğraf çekerek gün batımını beklemek çok iyi geldi.
Son test karelerini de Kadıköy’e dönüş vapurunda gün batımına karşı yaparak bitirdim.
Çekimlerde karelerin %95’i netlik açısından mükemmel seviyesindeydi. Kendimi ağır ve büyüklük açısından şikayet ederken hiç bulmadım, sanki 200 mm’lik bir objektif kullanıyor gibiydim. Kuş ve doğa fotoğrafçılarının uzun zamandır beklediği bu objektif, sadece yaban hayat fotoğrafçıları için değil, uzun odaklı tele objektif seven her fotoğrafçının hayali olabilir.
Bu yazı daha önce Fotoğraf Dergisi‘nde yayınlanmıştır.
